Sarıgül ve Gezi Parkı II

Gezi Olayları patlak verdiğinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül olsaydı ne olurdu? Çok mu farklı olurdu her şey yani?




28 Mayıs gününden itibaren, başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye yangın yerine dönmezdi. Yedi vatandaşımız hayatını kaybetmez, binlerce kişi yaralanmaz, insanlar polis şiddetine maruz kalmazdı. Bu acılar yaşanmazdı en basitinden… Zira bu kıvılcımın çıkış noktası, “Biz yaptık oldu” anlayışıdır. Diktatörlüğe soyunanların “Biz kararımızı verdik, yapacağız” baskısıdır. Şişli’de yaşayanların referans olacağı üzere Mustafa Sarıgül, bu anlayıştan uzak olduğu gibi rüzgârını sosyal demokrasiden ve çoğulculuk ilkesinden almaktadır. Hemen bir örnekle pekiştirelim… Gezi Direnişi’nden ta altı ay önce Mustafa Sarıgül SkyTürk TV’de, Hilmi Hacaloğlu’nun sunduğu ‘Şimdi Söz Sizde’ programında, Çamlıca Camii ve Taksim Meydanı projesiyle ilgili benzer soruya şu cevabı veriyor:
“Bu tip konularda ne yapmak lazım biliyor musunuz? Bu konu, çok önemli, toplumun yararına olan bir konuysa, gücü elinde bulunduranlar, ben yaptım oldu diyeceğine… Peki, bir belediye başkanı, bir siyasi idare bunu neden yapar? Yurttaşları mutlu olsun diye yapar. Peki, yurttaşlarımız mutlu olsun diye yapıyorsak, neden biz karar verdik yapıyoruz diye düşünüyoruz. Ne yapmak lazım, bütün STK’ları, bütün üniversiteleri bir araya çağırmak lazım. Bütün mühendisler, mimarlar odasını bir araya çağırmak lazım. Parlamentoda grubu bulunan siyasi partileri bir araya çağırmak lazım. Ve demek lazım ki, böyle bir proje düşünüyoruz, bu konuda görüşleriniz nedir. Ben şahsen buna benzer toplumu ilgilendiren büyük projelerin, büyük bir uzlaşmayla ve konsensüsle ve bütün siyasi patilerin bir araya geldiği, siyasi partiler de kâfi değil STK’larla…  Bakın size bir şeye söyleyeyim. Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Başka bir şey: Düşmanınızı bile insanınız olduğunu unutmayın. Bu projeye karşı çıkanları dinlemek lazım. Taksim Platformu diye bir şey var, çok değerli bilim adamları var. Bunları dinlemek lazım. Ben bu projenin toplumsal bir birliktelikle yapılması kanısındaydım. Onlarla beraber yapmak lazım. Şişli Belediyesi’nde sayısal çoğunluk bizde, ama ben bütün almış olduğum kararları AKPli meclis üyeleriyle, CHP’li meclis üyeleriyle görüşerek birlikte planlamaya özen gösteriyorum.”



Bu sözler Mustafa Sarıgül’ün ağzından, 15 Aralık 2012’de çıkıyor. Yani Gezi Olayları başlamadan, Türkiye yanmadan altı ay önce… Halkının bir kısmını düşman gören, ama düşmanını insan olarak dahi görmeyen malum kişi, Mustafa Sarıgül’ün o zaman kurduğu cümlelerin bir tanesini 31 Mayıs günü kursa uygulasaydı, bu kadar acılar yaşanmazdı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder